Sunar Yatırım, 2030’a kadar her yıl 40 milyon dolar yatırım yapacak
  • Borsacıdan
  • Şirket
  • Sunar Yatırım, 2030’a kadar her yıl 40 milyon dolar yatırım yapacak

Sunar Yatırım, 2030’a kadar her yıl 40 milyon dolar yatırım yapacak

Yarım asrı aşan üretim geçmişiyle Türkiye’de gıda, tarım ve biyoendüstri alanında faaliyet gösteren Sunar Yatırım, 2030 yılı hedefleri doğrultusunda her yıl ortalama 40 milyon dolar yatırım yapmayı hedefliyor. Sunar Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Mustafa Nuri Çomu, Avrupa’da da mısır ürünlerine yönelik bir yatırım yapma planlarının olduğunu söyledi.

Ekim 27, 2025 21:12
Sunar Yatırım, 2030’a kadar her yıl 40 milyon dolar yatırım yapacak
0

BEĞENDİM

Mehmet H. GÜLEL

Yenilenebilir enerji, sür­dürülebilir tarım ve bi­yo-bazlı üretim yatırım­larıyla öne çıkan Sunar Yatırım, 2030 hedefleri doğrultusunda her yıl en az 40 milyon dolar ya­tırım öngörüyor. Şirketin önü­müzdeki süreçte halka arz pla­nı da bulunuyor. Sunar Yatırım, Adana’da düzenlediği basın top­lantısı ile grubun önümüzdeki dönem hedeflerini kamuoyu ile paylaştı.

Entegre yapısı ve glo­bal ihracat ağıyla ülke ekonomi­sine katma değer sağladıklarını kaydeden Sunar Yatırım Yöne­tim Kurulu Başkanı ve CEO’su Mustafa Nuri Çomu, biyoen­düstrinin geleceğin en stratejik alanlarından biri olduğunu be­lirterek, “Bu yeni nesil üretim anlayışıyla hem çevreyi koru­yor hem de ülkemizin sanayi ka­pasitesinin artışına katkı sunu­yoruz. Yerli kaynaklarla, dünya standartlarında üretim yaparak Türkiye’nin rekabet gücünü ka­lıcı şekilde artırmayı hedefliyo­ruz. Bu alanda üretim artması, dış ticaret açığımızın azalması anlamına geliyor” dedi.

Yıllık 20 milyon dolar yenileme yatırımı yapıyor

Son 3 ile 4 yıldır yıllık ortala­ma 40 milyon doların üzerine yatırım yaptıklarını ileten Ço­mu, bu yatırım ivmesini devam ettirmek istediklerini aktardı. Bu çerçevede 2030 yılı hedef­leri doğrultusunda her yıl orta­lama 40 milyon dolar yatırım planladıklarını ifade eden Ço­mu, “Bu yatırımlar içinde yeni yatırım planlıyoruz.

GES yatı­rımlarımızı tamamlamak isti­yoruz. Yine yıllık 15-20 milyon dolar tesis içinde yenileme ya­tırımlarımız oluyor. Bir de yurt dışında özellikle Avrupa’da mı­sır konusunda yatırım yapmak istiyoruz. Yurt dışında burada­ki mevcut işlerimizi yapacağız. Özellikle Avrupa Birliği’nde gümrükten dolayı çok iyi şekil­de ürettiğimiz ve bütün dünyaya sattığımız ürünlerin bir kısmını oraya ihraç edemiyoruz. Bu ne­denden dolayı orada üretim dü­şünüyoruz” diye konuştu.

Gıda, tarım ve biyoendüstri alanında 50 yılı aşkın deneyim ile sürdürülebilirlik odaklı ya­tırımlarla şirketlerini gelece­ğe taşıdıklarını belirten Çomu, biyoendüstri alanındaki öncü adımları başta olmak üzere ye­nilenebilir enerji projeleri, bi­yo-bazlı ürün geliştirme çalış­maları ve sürdürülebilir tarım faaliyetlerini aktardı. Çomu, “Geleceğin dünyasında başarı, çevreyle uyumlu ve verimli üre­tim modellerini benimsemek­ten geçiyor.

Biz Sunar olarak bu dönüşümü hayata geçiriyoruz. Amacımız yalnızca üretmek de­ğil, doğayla uyum içinde kalıcı değer ve güven inşa etmek. Üre­timin her aşamasını, doğaya, topluma ve insana saygı teme­linde yeniden tasarlamaya gay­ret ediyoruz. Bizim için büyü­me, ekonomik girdinin yanında, bu topraklardan aldığımız bere­keti geleceğe aktarma sorumlu­luğu” ifadelerini kullandı.

Bugün itibarıyla ürünlerinin 6 kıtada, 100’ü aşkın ülkeye ulaş­tığını ve ihracat gelirlerinin 250 milyon doların üzerinde oldu­ğunu işaret eden Çomu, özellik­le Türkiye’de tek üreticisi olduk­ları sorbitol başta olmak üzere, dekstrin, mısır yağı ve nişasta segmentlerinde Türkiye’nin ih­racat liderleri arasında yer aldık­larını bildirdi.

Adana’dan dün­yaya yayılan üretim zinciri ile yerelden beslenip küresel pazar­larda büyüdüklerini dile getiren Çomu, “Bizim için globalleşme, yerel değerleri dünyaya taşımak demek. Yatırımlarımızın merke­zinde hem bölge kalkınması hem de uluslararası rekabet gücü bu­lunuyor. Ayrıca, Türkiye’de bü­yük oranda ithal edilen sodyum glukonatı üreten ilk firmayız” açıklamasında bulundu.

180 günde doğada kaybolan biyo-bozunur plastik

Sunar NP bünyesinde yürü­tülen Ar-Ge çalışmalarıyla ge­liştirilen 180 günde doğada kay­bolan biyobozunur ve bitki bazlı hammaddeler, ambalaj ve plas­tik sektörlerinde alternatif çö­zümler sundukları bilgisini ve­ren Çomu, termoplastik nişasta (TPN) ve biyopolimer üretimin­de attıkları adımlarla döngüsel ekonomi hedeflerine katkı sağ­larken, bu ürünlerin ticarileş­tirilmesiyle dışa bağımlılığın azaltılmasına yönelik somut ilerlemeler kaydetmeyi amaçla­dıklarını iletti. Biyoendüstrinin geleceğin en stratejik alanların­dan biri olduğuna dikkat çeken Çomu, şöyle devam etti: “Doğa­dan ilham alan bu yeni nesil üre­tim anlayışıyla hem çevreyi ko­ruyor hem de ülkemizin sanayi kapasitesinin artışına katkı su­nuyoruz.

Yerli kaynaklarla, dün­ya standartlarında üretim yapa­rak Türkiye’nin rekabet gücünü kalıcı şekilde artırmayı hedefli­yoruz. Bu alanda üretimin art­ması dış ticaret açığımızın azal­ması anlamına da geliyor. Bi­yo-bozunur poşetlerin Geri Kazanım Katılım Payı (GEKAP) vergisine tabi tutulmadan ayrı sınıflandırılması gerekiyor. Bu konuda yapılacak düzenlemeler, çevre dostu ürünlerin yaygınlaş­masını hızlandıracak.”

Gurup şirketlerinden Elita Gı­da’nın yıllık 70 bin ton mısır ya­ğı üretimi, ihracatta dünyada ilk üçte ve Türkiye’de ilk sırada yer aldığına değinen Çomu, tarımsal sürdürülebilirliğe yönelik yak­laşık 10 yıldır aralıksız projeler yürüttüklerini belirtti. “Progra­mımız, şimdiye kadar 180 üreti­ciyle iş birliği içinde 20 bin dönü­mü aşan sahada uygulandı” di­yen Çomu, “Türkiye’de ayçiçek üretiminde sürdürülebilir tarım modelini ilk kez uygulayan şir­ketimiz Elita Gıda, Su ve ener­ji tasarrufu, toprak verimliliği, karbon salımının azaltılmasına odaklanan projemiz ile çiftçilere eğitim ve teknoloji transferi sağ­layarak tarımın geleceğine katkı sunmayı amaçlıyoruz” dedi.

Diğer yandan, şu ana kadar yaptıkları 50 MW GES yatırı­mıyla yenilenebilir enerji ile ih­tiyaç duydukları tüketimin ya­rısını karşıladıklarına vurgu ya­pan Çomu, 2026 sonuna kadar, tüm tesislerinin enerji ihtiyacı­nın yüzde 95’ini GES yatırımla­rı ile karşılayacaklarını, hedef­lerinin 2030 yılına kadar kar­bon nötr üretim modeline tam geçiş yapmak olduğunu bildirdi

250 dolarlık mısırı katma değerle 2 bin dolara çıkarıyor

Nişasta sektöründe Türkiye’nin ilk Ar-Ge merkezine sahip olduklarını vurgulayan Çomu, değeri 1 milyon dolarını aşan teknoloji altyapısına sahip merkezlerinde mühendis, biyomühendis ve gıda mühendislerinden oluşan uzman bir ekiplerinin bulunduğunu aktardı.

Ar-GE Merkezlerinin kurulduğu günden bu yana yapılan proje çalışmalar ile geliştirerek endüstriye sundukları ürün oranının tüm ürünleri içindeki payının yüzde 30’u geçtiğine dikkat çeken Çomu, “Bununla beraber, Ar-Ge ekibimizde yüksek oranda kadın ve lisansüstü yetişmiş çalışma arkadaşlarımızın bulunması bizim için gurur verici. 250 dolarlık mısırı katma değerli hale getirip 2 bin dolara kadar yükletebiliyoruz. Mısırdan yaklaşık 4 bine yakın ürün elde edilebiliyor. Öte yandan EXCIPACT GMP (İyi Üretim Uygulamaları) sertifikasını aldık. Bu belge, ilaç ve eksipiyan endüstrisine yönelik yüksek güvenlik ve kalite standartlarına sahip üretim yapabiliyoruz. Avrupa’da bu sertifikaya sahip sayılı üreticiler arasındayız” diye konuştu.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP